Zeytin & Yetiştiriciliği
Besin noksanlıkları & noksanlığın giderilmesi
Bitki Beslenmesi, Bitki Besin Noksanlıkları, Bitki besin Noksanlıklarının giderilmesi
Z

eytin, -7 C ile 40 C arasındaki sıcaklıklarla dayanabilse de iyi bir büyüme ve meyve oluşumu için sıcaklığın 15-25 C’ lerde olması istenir.
Zeytin’in soğuklama ihtiyacı 600 ila 1000 saat arasında değişmektedir. Ayrıca zeytinin iyi bir gelişme gösterip, normal göz gelişimi için yeterli bir
sıcaklık toplamına ihtiyacı vardır. Zeytin ağacının dayanabildiği minimum sıcaklık -7 C dir. Bu sıcaklığın altına indiğinde genç zeytin ağaçları ve
yaşlı zeytin ağaçlarının dalları soğuktan zarar görmektedir. Ağaçları soğuk zararından korumak için sonbaharda kısıtlı sulama yapılmalı, ağaçlara aşırı
azotlu gübre verilmemelidir. Hasattan önce sıcaklıkların 0 C’nin altına düştüğü yerlerde ya da Mart-Nisan aylarında don tehlikesi olan yerlerde zeytinlik
tesis etmekten kaçınılmalıdır.
Zeytin ağacı ürününü oluşturmak için kışın +70C’nin altında soğuklamaya ihtiyaç duymaktadır.
A

ğaçların çiçeklenme ve tozlanma döneminde sıcak ve kurutucu rüzgârlar ve aşırı yağmur meyve tutumunu olumsuz etkilemektedir. Zeytin ağacının sulama
koşulu ile dayanabildiği maksimum sıcaklık ise 40 C dir. Zeytinin yıllık yağış isteği 650-800 mm’ dir. Yaz aylarından, mevsim yağışlarına kadar yapılan
sulamalar zeytin irileşmesini ve yağ oluşumunun artmasını sağlamaktadır. Ayrıca bu oluşmalar ertesi yıl meyve verecek sürgünlerin gelişimini ve meyve
gözlerinin oluşumunu hızlandırmaktadır. Nemli havalarda, ağaç yapraklarından gerçekleşen terleme azalır. Bu sayede sıcağın, bitkiye etkisi de azalmış
olur. Ancak aşırı nem bazı hastalıklara uygun ortamı hazırlamaktadır. Çiçek zamanı yüksek nem ise döllenmeyi kısıtlamaktadır. Mayıs ayı ve haziran
başında esen rüzgarlar döllenmeye yardımcı olurken,
kış sonlarında esen rüzgarlar toprak neminin azalmasına yol açar.
NOKSANLIK OLMASINI BEKLEMEYİN
Bitki besin noksanlığı

Şeftalide
fosfor noksanlığı
görülmeden, düzenli bitki besleme yapınız. Her sene
toprak analizlerinizi

Toprak testi, tarımda gübre tavsiyelerini belirlemek için bitkilerde bulunan bitki besin konsantrasyonlarını tahmin etmek için
yapılanlardır. Test genel olarak besin içerikleri, bir bileşim ve bu gibi diğer özellikleri asitlik veya pH seviyesi ölçülür.
Toprak testi, besin Noksanlıklerini, aşırı doğurganlıktan kaynaklanan potansiyel toksisiteleri ve gerekli olmayan eser
minerallerin varlığından kaynaklanan engellemeleri gösteren toprağın doğurganlığını veya beklenen büyüme potansiyelini
belirleyebilir.
yaptırın. Teknik ekiplerimiz geldiğinde gösteriniz veya WhatsApp üzerinden gönderin.
pH analizini mutlaka yaptırın

Toprak pH sı, bir toprağın asitliğinin veya bazlığının (alkalinite) bir ölçüsüdür. pH değeri negatif olarak tanımlanır logaritma (taban 10) aktivitesinin ve hidronyum (iyon H+
veya daha doğrusu H3O+aq) bir çözümde. Toprakta, su (veya 0.01 M CaCl gibi bir tuz çözeltisi) ile karıştırılmış bir toprak bulamacında ölçülür.
2) ve normalde 3 ile 10 arasındadır, 7 nötrdür. Asitli toprakların pH'ı 7'nin altında ve alkali toprakların pH'ı 7'nin üzerindedir. Ultra asidik topraklar (pH <3.5) ve çok kuvvetli alkali topraklar (pH> 9) nadirdir.
Toprak pH sı, birçok kimyasal süreci etkilediği için toprakta ana değişken olarak kabul edilir. Farklı besin maddelerinin kimyasal
formlarını kontrol ederek ve geçirdikleri kimyasal reaksiyonları etkileyerek özellikle bitki besin maddesinin kullanılabilirliğini etkiler.
Çoğu bitki için optimum pH aralığı 5.5 ile 7.5 arasındadır.
Gerektiğinde bir fotokopisini teknik elamanlarımıza
veriniz, sisteme kayıt yapalım. Bir sene sonraki planlamalarımızı daha sağlıklı yapalım.
“ Aşağıdaki noksanlıklar görüldüğünde, aramaktan çekinmeyin, bahçenize en uygun gübrelemeyi yapmanıza yardımcı olalım.!”
NOKSANLIKLARIN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN, İLK YAPRAKLAR SERÇE GAGASI KADAR OLDUĞUNDAN İTİBAREN DÜZENLİ GÜBRE KULLANINIZ.
Noksanlıklar yaprakta görüldüğü anda müdahale edilirse noksanlık düzelebilir, noksanlık meyveye geçtiğinde geriye dönüş yoktur.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE DEMİR NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka ""Bitki Besleme Uzmanlarından"" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Topraktaki
karbonatın (HCO3-)

Kimyada, bir karbonat, bir olan bir tuzu ve karbonik asit (H 2 CO 3 ), varlığı ile karakterize edilen karbonat iyonu, bir çok atomlu iyonu formül ile CO2−
3. İsim aynı zamanda karbonat grubu C (= O) (O–) 2 içeren organik bir bileşik olan bir karbonat esteri de ifade edebilir.
demirin alımını ve hareketini kısıtladığı da gösterilmiştir.
HCO3- oluşumu için yüksek seviyelerde
karbondioksit (CO2)

Karbon dioksit ( kimyasal formül CO 2 ) bir kokusu olan gaz % 53 daha yüksek bir kuru havadan daha ilgili bir yoğunluğa sahip.
Karbondioksit molekülleri, iki oksijen atomuna kovalent olarak çift bağlı bir karbon atomundan oluşur. Dünya atmosferinde iz
gazı olarak doğal olarak oluşur. Mevcut konsantrasyon hacimce yaklaşık % 0.04'tür (412 ppm) ve endüstri öncesi 280 ppm
seviyesinden yükselmiştir. Doğal kaynaklar arasında volkanlar, kaplıcalar ve gayzerler bulunur
gereklidir.
Su dolu topraklarda olduğu gibi kötü havalandırma koşullarında, CO2 kök ve
mikrobiyal

Bir mikroorganizma veya bir mikrop, a, mikroskopik organizma da mevcut olabilir, tek hücreli bir biçimde ya da hücrelerin
koloni. Mikroorganizmalar, tüm tek hücreli organizmaları içerir ve bu nedenle son derece çeşitlidir. Yaşamın üç alanından
tarafından tespit Carl Woese , tüm arkelerinkinden ve Bakterilerin mikroorganizmalardır.
solunumdan birikir.
Bu da yüksek HCO3 ve sınırlı demir alımına neden olur.
Karbonatlar, bazı meyve yetiştirme alanlarında yaygın olan yüksek pH'lı kireçli topraklarda da oluşur.
Bu topraklarda yetişen bahçelerde, özellikle ıslak koşullarda demir noksanlığı belirtileri görülme olasılığı yüksektir.
Toprakların pH'ını yükseltmek için uygulanan aşırı kireç de demir noksanlığına neden olabilir.
“Kireç kaynaklı demir klorozu”
Demir (Fe) noksanlığı, "kireç kaynaklı kloroz " olarak da bilinen bir bitki hastalığıdır
terimi, yüksek toprak pH koşullarında yetişen ağaçlarda semptomlar için sıklıkla kullanılır.
Zeytinde demir noksanlığını yönetmenin en iyi yolu sulama ve toprak pH'ını yönetmektir.
Zeytinde demir noksanlığında, genç yapraklarda kloroz (sararma), yaprak damarları yeşil,
damar arası renk açılması, İleri safhada sürgün kuruması meydana gelir.

Demir, solunum ve nitratın azaltılmasında rol oynayan enzimlerin bir parçasıdır.
Demir noksanlığı, esas olarak çok yıllık bitkilerde - elma, armut, vb.,
Fotosentez, yavaş büyüme ve gelişme şeklinde yaprak klorozu şeklinde kendini gösterir.
pH analizini mutlaka yaptırın,

Toprak pH sı, bir toprağın asitliğinin veya bazlığının (alkalinite) bir ölçüsüdür. pH değeri negatif olarak tanımlanır logaritma (taban 10) aktivitesinin ve hidronyum (iyon H+
veya daha doğrusu H3O+aq) bir çözümde. Toprakta, su (veya 0.01 M CaCl gibi bir tuz çözeltisi) ile karıştırılmış bir toprak bulamacında ölçülür.
2) ve normalde 3 ile 10 arasındadır, 7 nötrdür. Asitli toprakların pH'ı 7'nin altında ve alkali toprakların pH'ı 7'nin üzerindedir. Ultra asidik topraklar (pH <3.5) ve çok kuvvetli alkali topraklar (pH> 9) nadirdir.
Toprak pH sı, birçok kimyasal süreci etkilediği için toprakta ana değişken olarak kabul edilir. Farklı besin maddelerinin kimyasal
formlarını kontrol ederek ve geçirdikleri kimyasal reaksiyonları etkileyerek özellikle bitki besin maddesinin kullanılabilirliğini etkiler.
Çoğu bitki için optimum pH aralığı 5.5 ile 7.5 arasındadır.
pH yı düzenlemeden gübreleme yapmayın, teknik ekibimizi aramaktan çekinmeyin. pH yı düzenlemek için
Cantex root

Toprak kirecini kalsiyuma çeviren tek ürün.
Topraktan uygulanabilen mükemmel bir pH düşürücüdür.
İlaçlama suyunda ve toprakta bulunan kireci bitki tarafından alınabilir kalsiyuma çevirir.
Kireçli suların pH ‘ sını düşürür, kireci giderir.
Toprakta buluna kirecin bağlamış olduğu demir, çinko ve fosfatların bitki tarafından alınmasını sağlar.
Kireçli su ile kullanılan zirai ilaçların parçalanmasını ve bozulmasını önler.
Damlama sulama borularındaki meme tıkanıklığı açar.
kullanın.
Bakınız: Cantex root
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BOR NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka ""Bitki Besleme Uzmanlarından"" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Bor noksanlığı, bitkilerde en çok görülen mikro besin noksanlığıdır. Dünya çapında en yaygın mikro besin noksanlığıdır ve
mahsul üretiminde ve mahsul kalitesinde büyük kayıplara neden olur. Bor noksanlığı bitkilerin
vejetatif

Vejetatif üreme, yüksek yapılı bitkilerin vejetatif organlarından (yaprak, kök ve gövdeleri) belli kısımlarının, ana bitkiyle
aynı genetik yapıya sahip yeni bireylerin oluşturulmasıdır.
ve üreme gelişimini etkiler, hücre genişlemesinin engellenmesine,
meristemin

Hücre bölünmesi yapabilen farklılaşmamış hücrelerden (meristematik hücreler) oluşur. Meristemdeki hücreler, bitkilerde
meydana gelen diğer tüm doku ve organlara dönüşebilir. Bu hücreler, farklılaşacakları bir zamana kadar bölünmeye devam
ederler ve daha sonra bölünme yeteneklerini yitirirler.
ölümüne ve doğurganlığın azalmasına neden olur.
Bitkiler hem suda çözünür hem de çözünmez biçimde bor içerir. Sağlam bitkilerde suda çözünebilen bor miktarı, sağlanan bor miktarı
ile dalgalanma gösterirken çözünmeyen bor ise değişmez.
Bor noksanlığının görünümü, suda çözünmeyen borun azalması ile çakışmaktadır.
Çözünmeyen borun fonksiyonel form olduğu, çözünür borun ise fazlalığı temsil ettiği görülmektedir.
Bor, yüksek bitkilerin büyümesi için gereklidir. Elementin birincil işlevi bitkilerde hücre duvarına yapısal bütünlük sağlamaktır.
Diğer işlevler muhtemelen
plazma zarının

Hücre zarı (aynı zamanda plazma membranı veya sitoplazmik zar, ve tarihsel olarak anılacaktır plazmalemma) olan yarı-geçirgen
zar, bir bir hücrenin çevreleyen ve içindekileri çevreleyen sitoplazma ve çekirdek plazması. Hücre zarı, hücreyi, hücre dışı
sıvının ana bileşeni olan çevreleyen interstisyel sıvıdan ayırır
ve diğer
Metabolizma

grubu olduğu ömrü -sustaining kimyasal reaksiyonları içinde organizmaların. Metabolizmanın üç ana amacı şunlardır:
hücresel süreçleri yürütmek için gıdanın enerjiye dönüştürülmesi; gıdanın / yakıtın proteinler, lipitler, nükleik asitler ve bazı
karbonhidratlar için yapı taşlarına dönüştürülmesi; ve ortadan kaldırılması metabolik atıklar
yolların bakımını içerir.
Bor,
oksidasyon

Oksidasyon, elektron kaybı veya bir atomun, bir iyonun veya bir moleküldeki belirli atomların oksidasyon durumunda bir artıştır.
ve
fotosentez

Fotosentez için bitkilerin ve diğer organizmalar tarafından kullanılan bir süreçtir dönüştürmek ışık enerjisini içine
kimyasal enerjiye daha sonra edilebilir yayımlanan organizmaların faaliyetlerini yakıt. Bu kimyasal enerji, karbondioksit ve
sudan sentezlenen şekerler gibi karbonhidrat moleküllerinde depolanır - bu nedenle fotosentez adı, Yunan phōs,
"ışık" ve güneşten, "bir araya getirme" den gelir.
süreçlerini aktive eder.
Zeytinde Bor noksanlığında genç yapraklarda, yaprak ucundan başlayan V şeklinde kloroz ve nekrozlar görülür.
Yapraklarda küçülme, dökülme, rozetleşme,
sürgün ucunda kurumalar, ve yanlara doğru büyüme meydana gelir.
Gövde ve sürgünlerde bodurlaşma, kuru ve yaprağını döken, çalılaşmış dallar görülür.
Meyvelerde şekil bozukluğu (Maymun suratlı meyve) meydana gelir.

Bor noksanlığına, topraktaki bor yetersizliği, düşük pH, aşırı kireç uygulamaları,
aşırı kuraklık, aşırı yağış neden olabilir.
Kolay yıkanan organik maddece fakir topraklarda sıkça görülür.
Çözüm için, toprak ve yaprak analizleri
yaptırılmalı, analiz sonuçlarına göre topraktan veya yapraktan bor içeren gübre uygulamaları yapılmalıdır.
Yeterli nem yoksa, her ağaca 40-50 lt su
verilmelidir.
Toprakta kirecin belli oranlardan yüksek olması, pH’nın uygun olmaması, aşırı yağış ve aşırı kuraklık, acil düzeltilmesi
gereken akut
noksanlık hallerinde, yapraktan uygulamalar yapılmalıdır.
Yapılan araştırmalarla, yaprak uygulamalarının toprak uygulamalarından daha etkili olduğu ortaya konmuştur.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FOSFOR NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka ""Bitki Besleme Uzmanlarından"" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Fosfor,
nükleik asitlerin,

bilinen tüm yaşam formları için gerekli olan biyopolimerler veya büyük biyomoleküllerdir. Terim, bir nükleik
asit, DNA ve RNA için genel adıdır. Üç bileşenden oluşan monomerler olan nükleotidlerden oluşurlar: 5 karbonlu şeker, fosfat
grubu ve azotlu baz. Eğer şeker bir bileşik olan riboz, polimer olan bir RNA (ribonükleik asit); şeker deoksiriboz olarak
ribozdan türetilmişse, polimer DNA'dır (deoksiribonükleik asit)
nükleoproteinlerin,

Nükleoproteinler herhangi biridir proteinler yapısal olarak ilişkili nükleik asitler, ya da DNA, ya da RNA. Tipik
nükleoproteinler arasında ribozomlar, nükleozomlar ve viral nükleokapsid proteinler bulunur.
fosfolipidlerin,

Fosfolipidler (PL) , molekülü bir fosfat grubu içeren hidrofilik bir "kafaya" ve bir alkol kalıntısı ile birleşen yağ
asitlerinden türetilmiş iki hidrofobik "kuyruğa" sahip olan bir lipit sınıfıdır. Fosfat grubu, kolin, etanolamin veya
serin gibi basit organik moleküller ile modifiye edilebilir. Fosfolipidler, tüm hücre zarlarının önemli bir bileşenidir
enzimlerin,

Enzimler, proteinler olduğu gibi hareket biyolojik katalizörler (biyokatalistler). Katalizörler kimyasal reaksiyonları
hızlandırır. Enzimlerin üzerinde etki edebileceği moleküller substratlar olarak adlandırılır ve enzim substratları ürünler
olarak bilinen farklı moleküllere dönüştürür. Hücredeki hemen hemen tüm metabolik süreçlerin, yaşamı sürdürecek kadar hızlı
hızlarda gerçekleşmesi için enzim katalizine ihtiyacı vardır.
vitaminlerin bir parçasıdır.
Fosfor üç temel besinden biridir, ve ortofosfat formu (lH turunçgil kökleri tarafından emilir 2 PO 4- ) ya da HPO 4 2- .
Gerek
inorganik
İnorganik, organik olmayan anlamına gelir. Biyolojide su, mineral, asit, baz, tuzlar gibi canlıların yapısında bulunan ancak canlı
olmayan veya bir canlı tarafından üretilmemiş bileşiklerdir. Doğadan hazır olarak alınırlar. Su hariç inorganik maddelerin
üretimi mümkündür.
gerekse organik fosfor bileşiklerinde bulunan fosfordan bitkilerin faydalanabilmesi için bunların parçalanarak fosforun,
fosfat anyonları

Kimya, bir fosfat, bir olduğu anyonu, tuz, fonksiyonel grup ya da ester, bir türetilmiş asit. En sık aracı ortofosfat, bir
türevi, ortofosforik asit H3PO4. Fosfat ya da orto iyon [PO4]3−üç proton H'nin çıkarılmasıyla fosforik asitten elde edilir. Bir
veya iki protonun uzaklaştırılması, dihidrojen fosfat iyonunu [H2PO4] ve hidrojen fosfat iyonu [HPO4]2−iyon, sırasıyla. Bu isimler,
amonyum dihidrojen fosfat ve trisodyum fosfat gibi bu anyonların tuzları için de kullanılır.
haline dönüşmesi gerekmektedir.
Şeker fosfatları, nükleik asitler, nükleotidler, koenzimler, fosfolipitler, fitik asit vb. Bir bileşenidir.
ATP içeren reaksiyonlarda anahtar rol oynar.
Element, fotosentez, karbonhidratların sentezi ve parçalanması ve bitkinin içinde enerji transferi gibi birçok yaşam süreci
için gereklidir.
Bitkilerin tohum oluşturmak, kök geliştirmek, olgunluğu hızlandırmak ve streslere karşı koymak için fotosentezden enerji
depolamasına ve
kullanmasına yardımcı olur.
Özellikle kireçli ve pH'i yüksek topraklarla, fazla derecede asit topraklarda bitkilerin fosfordan faydalanması zordur.
pH analizini mutlaka yaptırın. pH yı düzenlemek için
Cantex root

Toprak kirecini kalsiyuma çeviren tek ürün.
Topraktan uygulanabilen mükemmel bir pH düşürücüdür.
İlaçlama suyunda ve toprakta bulunan kireci bitki tarafından alınabilir kalsiyuma çevirir.
Kireçli suların pH ‘ sını düşürür, kireci giderir.
Toprakta buluna kirecin bağlamış olduğu demir, çinko ve fosfatların bitki tarafından alınmasını sağlar.
Kireçli su ile kullanılan zirai ilaçların parçalanmasını ve bozulmasını önler.
Damlama sulama borularındaki meme tıkanıklığı açar.
kullanın.
Bakınız: Cantex root
Fosfor noksanlığı, fosfora daha çok ihtiyaç duyan genç bitkilerde yaşlı bitkilere göre daha erken fark edilir.

Ayrıca
vejetasyon

Bitki örtüsü, bitki türlerinin ve sağladıkları yer örtüsünün bir topluluğu. Belirli taksonlara, yaşam formlarına, yapıya,
mekansal boyuta veya diğer herhangi bir özel botanik veya coğrafi özelliğe özel bir atıfta bulunmadan genel bir
terimdir.
mevsiminin başlarında soğuk (ıslak) topraklarda da fosfor noksanlığı meydana gelebilmektedir.
Fosfor noksanlığında en çok çiçek, meyve, tohum gibi
generatif organlar

Bitkilerin çiçek, meyve ve tohumdan oluşan generatif organları, nesillerini devam ettirebilmeleri için en temel yapılardır.
Generatif organlar bitki gruplarının sistematik yapılarında ve teşhislerinde önemli rol oynar. Bitkilerdeki generatif organlar
genel olarak birbirine oldukça benzemektedir. Fakat bazı türlerde yapısal farklılıklar görülmektedir. Bu
farklılıklardan dolayı tozlanma, döllenme gibi meyve ve tohum oluşumunda da değişiklikler görülmektedir.
zarar görür.
Zeytin yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığı ağacın büyümesini yavaşlatır. Zeytinde Fosfor noksanlığında gelişme yavaşlar, yapraklar küçülür.
Dalların boğum araları kısalır, kökler zayıflar.
Çiçeklenme azalır, çiçek açması
gecikir.
Dolayısıyla meyve bağlama olayı da olumsuz etkilenir.
Meyve çekirdeği küçülür, meyveler geç olgunlaşır.
Karbonhidrat miktarı azalacağından,
gelişme zayıflar.
Sonuçta ürün miktarı azalır.
Filizlerin pişkin ve sağlam olması engellenir.
Soğuklara ve kuraklığa olan duyarlılık artar.
Meyvelerde
kalite azalır, yağ oranı da normalin altına düşer.
Bu noksanlığa, topraktaki organik madde yetersizliği, soğuk ve nemli koşullar, asit yapılı topraklar neden olabilir.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇİNKO NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Zeytinde çinko noksanlığının tipik belirtisi, daralmış, küçülmüş yapraklar ve
Yaprakların rozetlenmesidir.

çinko noksanlığı olan dikotiledonların boğum araları kısalmıştır, bu nedenle yapraklar gövde üzerinde kümelenir. Yapılan
ölçümlemelerde ise boğum araları uzunluklarının oldukça kısa olduğu görülür.
Yaprak yüzeyin de damar kenarları yeşil kalmak üzere, damar aralarında sari mozaik şeklinde lekeler oluşur.
Zeytinde çinko noksanlığında ağaçlarda
cüce yaprak
(küçük yaprak) - genellikle kloroz, nekrotik lekeler veya bronzlaşma gösteren küçük yapraklar
ve
bozuk yapraklar
yapraklar genellikle daha dardır veya dalgalı kenar boşlukları vardır
oluşur
Noksanlık çok şiddetli değilse sadece yaprakları etkiler, sürgün gelişimi normal devam eder.
Ancak noksanlık şiddetli ise sürgün gelişimi tamamen durur.
Yapraklarda
kloroz,

yaprakların sararması; genellikle interveinal; bazı türlerde genç yapraklar en çok etkilenenlerdir, ancak diğerlerinde hem eski
hem de yeni yapraklar klorotiktir. Normal bir bitkinin (sağda) yanında şiddetli klorozu olan bir mısır bitkisi (solda)
nekrotik lekeler

Kloroz bölgelerinde yaprak dokusunun ölümü. Pektin sentezlenemez ve bu nedenle hücre duvarları bağlanamaz ve dolayısıyla
meristemlerin bir engeli. Bu, gövde ve kök uçlarında ve yaprak kenarlarında nekroza yol açacaktır.
görülür ve
yapraklar bronzlaşır

klorotik alanlar bronz rengine dönüşebilir
Sürgünlerde meyve tomurcuğu sayısı azalır veya tamamen yok olur.
Bitkiler bodurlaşır

Çinko noksanlığınin tipik bir semptomu, genellikle "küçük yaprak" olarak bilinen yaprakların bodur
büyümesidir ve büyüme hormonu oksinin oksidatif bozunmasından kaynaklanır. Küçük bitkiler, azalan büyüme veya azalan düğümler
arası uzamanın bir sonucu olarak ortaya çıkabilir
küçülür

Zeytin ağaçlarında noksanlığı en çok görülen bitki besin maddesi çinkodur.
Özellikle fosfor fazlalığı nedeniyle ortaya çıkan çinko noksanlığı, Zeytinlerde çok yaygındır.
Yapraklarda
25 ppm in

Bilim ve mühendislik, parça başına gösterimde muhtelif küçük değerler tanımlamak için sözde birimlerinin bir dizi boyutsuz
miktarlarda, örneğin mol fraksiyonu ya da kütle oranı. Bu kesirler, miktar başına miktar ölçüleri olduğundan, ilişkili ölçü
birimleri olmayan saf sayılardır. Yaygın olarak kullanılanlar milyonda parça (ppm, 10 −6 ), milyar başına parça (ppb, 10 −9),
trilyon başına parça (ppt, 10 12) ve katrilyon başına parça ( ppq, 10 −15).
altında Zn bulunması halinde belirtiler görülür.
Sürgünlerde meyve tomurcuğu sayısı azalır veya tamamen yok olur.
Çinko uygulaması,
alkali topraklarda

pH sı 7.5 den yüksek topraklar, çoğu bitkelere zararlı
çinko noksanlığını toprakta düzeltmeyebilir çünkü çinko ilavesiyle bile bitki emilimi için kullanılamayabilir.
Dünyadaki tahıl mahsullerinin neredeyse yarısı çinko noksanlığı olan topraklarda yetiştirilmektedir; sonuç olarak
insanlarda çinko noksanlığı

Çinko noksanlığı, ya vücudun ihtiyaçlarını karşılamak için yetersiz çinko ya da normal aralığın altında bir serum çinko seviyesi
olarak tanımlanır. Bununla birlikte, serum konsantrasyonunda bir azalma yalnızca uzun süreli veya şiddetli tükenmeden sonra
tespit edilebildiğinden, serum çinkosu, çinko durumu için güvenilir bir biyobelirteç değildir. Yaygın semptomlar, artan ishal
oranlarını içerir. Çinko noksanlığı cildi ve gastrointestinal sistemi etkiler; beyin ve merkezi sinir sistemi, bağışıklık,
iskelet ve üreme sistemlerini etkiler.
yaygın bir sorundur.
Zeytinde Çinko noksanlığında, yapraklarda damar arasında sararma, rozetleşme, küçülme ve şekil bozuklukları görülür.
Bu noksanlığa, topraktaki
çinko yetersizliği, aşırı fosfor neden olabilir.
pH’sı yüksek ve kolay yıkanan hafif topraklarda sık rastlanır.
Çözüm için, toprak ve yaprak analizleri
yaptırılmalı,
analiz sonuçlarına göre topraktan veya yapraktan, çinko içeren gübre uygulamaları yapılmalıdır.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE POTASYUM NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka ""Bitki Besleme Uzmanlarından"" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Kırk veya daha fazla enzim için kofaktör olarak potasyum (K) gereklidir.
Şeker ve nişasta oluşumu, proteinlerin sentezi, normal hücre bölünmesi ve büyümesi, organik asitlerin nötralizasyonu,
stoma açıklığını kontrol ederek ve şeker kullanımının etkinliğini artırarak karbon dioksit arzını düzenleyen, çevresel stresin üstesinden gelen
birçok fizyolojik fonksiyon için gereklidir.
Don gibi olaylarda Hücre özsuyu ozmotik potansiyelini azaltır.
Zeytinde potasyum noksanlığında, yaprak kenarlarında sarımsı kahve renkli nekrozlar oluşur, geriye doğru kıvrılma ve olgunlaşmadan dökülme görülür.
Meyveler normalden küçük, ince kabuklu ve asidik olurlar.
Zeytinde potasyum noksanlığı çeken ağaçlarda
turgor basıncı

ya da turgor, bitki sulanmasıyla hücrelerin içine su alarak, şişmesi ve hücrenin çeperine basınç yapması
olayına denir. Bir bitki hücresi suya konduğu zaman içine bir miktar su alır ve şişer. Hücre özsuyunun yüksek ozmotik
yoğunluğundan dolayı dış ortamdaki su, hücre içine doğru hareket eder ve içeri giren su molekülleri hücre zarını dışarı
yani hücre çeperine doğru bir basınçla iter. Bu basınca "Turgor basıncı" (T.B) ya da "Hidrosostatik basınç" denir. Turgor
basıncı, suyun içeri girmesiyle hücre çeperine yapılan basınçtır.
düşer ve su stresi olunca bitkiler gevşek dokulu bir hal alırlar.
Kuraklığa ve dona karşı dayanıklılık zayıflar.
Aynı şekilde hastalık etmenlerine ve tuzlu toprak koşullarına karşı bitkiler çok daha duyarlı olurlar.
Bitki dokularında ve hücre organellerinde anormal gelişmeler görülür.
Bitkide
ksilem ve floem

Ksilem, Odun boruları olarak da bilinir, bitkilerde inorganik maddelerin taşınmasını sağlayan yapı. Cansız hücrelerden oluşurlar.
Bölünür doku hücreleri üst üste gelerek zamanla çekirdek ve sitoplazmalarını kaybeder.
dokuların oluşumu geriler. Dokularda ligninleşme azalır.
Bunun sonucu olarak potasyum noksanlığında gövde zayıflar.
Toprakta potasyum,
potasyumlu feldispatlar

feldspat grubundaki ve potasyum içeren bir dizi minerali ifade eder
(
ortaklaz

(sonlu üyeyi formül K , Al Si 3 O 8), önemli bir tectosilicate mineral biçimleri olduğunu volkanik kaya
ve
mikrolin

kimyasal olarak ortoklaz ile aynı, ancak farklı bir kristal yapıya sahip
) ile mikalar
(
muskovit

Muskovit (aynı zamanda yaygın mika, izinglass veya potas mika olarak da bilinir), K Al 2 (Al Si 3 O 10) (F, O H) 2 veya
(KF) formülüne sahip alüminyum ve potasyumun hidratlanmış bir filosilikat mineralidir. 2 (Al 2 O 3) 3 (SiO 2) 6 (H 2 O).
Çoğunlukla oldukça elastik olan oldukça ince tabakalar (tabakalar) veren oldukça mükemmel bir bazal bölünmeye sahiptir
ve
biyotit)

Biyotit, mika grubu içinde yaklaşık kimyasal formül K (Mg, Fe) ile ortak bir filosilikat mineral grubudur.
3AlSi 3Ö 10(F, OH) İkinci öncelikle demir - uç - üye anit ve magnezyum-son üye flogopit arasında katı çözelti serisidir;
daha aluminous son üyeler dahil siderophyllite ve Eastonit
gibi potasyumlu mineralleri içeren kayaların

dağılıp parçalanmaları sonucu oluşur.
Yaşlı yaprakların ucunda kirli kahverengi
nekrotik lekeler

kloroz bölgelerinde yaprak dokusunun ölümü
şeklinde görülmektedir.
Zeytinde Potasyum noksanlığında, yaşlı yapraklarda uç klorozları ve nekrozlar, ucu kahverengi dibi sarı yapraklar görülür.
Yapraklarda ve meyvelerde küçülme, meyve et oranı ve yağ miktarında azalma olur.
Su ve soğuk stresine karşı direnç azalır.
Ağaçlar, hastalık ve zararlılardan daha çok etkilenirler.
Bu noksanlığa, topraktaki potasyum yetersizliği, topraktaki katyon değişim kapasitesinin düşük olması neden olabilir.
Ürününü, meyve toplanmadan komisyonculara satan çiftçilerimiz: meyveyi büyütmek için SON POTASYUM uygulamasını komisyoncu yapsın
istiyorsunuz. Fakat komisyoncu maliyetten kaçmak için potasyum uygulamasını yapmıyor. Toprak ve ağaçlar sizin, potasyum
uygulanmadığı için gelecek sezonlardaki ağaç ve meyve sağlığını riske atıyorsunuz.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE AZOT NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka ""Bitki Besleme Uzmanlarından"" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Azot,
proteinlerin,

Proteinler, bir veya daha fazla uzun amino asit kalıntısı zincirinden oluşan büyük biyomoleküller veya makromoleküllerdir.
Proteinler, organizmalar içinde, metabolik reaksiyonları katalize etmek, DNA replikasyonu, uyarıcılara yanıt vermek,
hücrelere ve organizmalara yapı sağlamak ve molekülleri bir yerden diğerine taşımak gibi çok çeşitli işlevleri yerine
getirir
klorofil,

birçok yeşille ilgili herhangi biri pigmentler bulunan mesosomes arasında siyanobakteriler ve kloroplast içinde yosun ve
bitkiler. Klorofil fotosentezde çok önemlidir ve bitkilerin ışıktan enerji almasını sağlar. Klorofiller, elektromanyetik
spektrumun mavi kısmında ve kırmızı kısımda ışığı en güçlü şekilde emer
alkaloidler,

Alkaloidler, en az bir nitrojen atomu içeren, doğal olarak oluşan bir bazik organik bileşikler sınıfıdır. Bu grup ayrıca nötr
ve hatta zayıf asidik özelliklere sahip bazı ilgili bileşikleri içerir. Benzer yapıya sahip bazı sentetik bileşikler,
alkaloidler olarak da adlandırılabilir. Karbon, hidrojen ve nitrojene ek olarak, alkaloitler ayrıca oksijen, kükürt ve
daha nadiren klor, brom ve fosfor
Fosfolipidler (PL),

molekülü bir fosfat grubu içeren hidrofilik bir "kafaya" ve bir alkol kalıntısı ile birleşen yağ asitlerinden türetilmiş iki
hidrofobik "kuyruğa" sahip olan bir lipit sınıfıdır . Fosfat grubu, kolin , etanolamin veya serin gibi basit organik moleküller
ile modifiye edilebilir. Fosfolipidler, tüm hücre zarlarının önemli bir bileşenidir
fosfatidler ve diğer organik bileşiklerin bir parçasıdır.
Bu, tüm bitkiler için en önemli besindir.
Amino asitler,

Kimyada bir aminoasit hem amin hem de karboksil fonksiyonel gruplar içeren bir moleküldür. Aminoasitlerin peptit bağlarıyla uç uca
eklenmesiyle oluşturdukları kısa polimer zincirler "peptid", uzun polimer zincirler ise "polipeptid" veya "protein" olarak
adlandırılırlar.
amidler, proteinler, nükleik asitler, nükleotidler ve koenzimler, heksosaminler, vb.
Zeytinde azot noksanlığında yaprakların bir kısmında veya hepsinde sarılık(kloroz) meydana gelir.
Ağaçların alt ve orta kısımlarında yaprak dökümü olur.
Sürgünlerde zayıflık, sürgün oluşumunda ve yapısında azalma görülür.
Somak ve çiçek oluşumu azalır.
Çiçek ve meyve dökümü olur, meyveler küçülür,
meyvenin et oranında ve yağ miktarında azalma olur.
Bu noksanlığa; toprakta azot ve organik madde yetersizliği,
düşük toprak sıcaklığı, düşük fosfor miktarı ve aşırı kuraklık neden olabilir.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MAGNEZYUM NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka ""Bitki Besleme Uzmanlarından"" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Magnezyum
klorofilin

birçok yeşille ilgili herhangi biri pigmentler bulunan mesosomes arasında siyanobakteriler ve kloroplast içinde yosun ve
bitkiler. Klorofil fotosentezde çok önemlidir ve bitkilerin ışıktan enerji almasını sağlar. Klorofiller, elektromanyetik
spektrumun mavi kısmında ve kırmızı kısımda ışığı en güçlü şekilde emer
bir parçasıdır, bir dizi
enzimin

Enzimler, proteinler olduğu gibi hareket biyolojik katalizörler (biyokatalistler). Katalizörler kimyasal reaksiyonları
hızlandırır. Enzimlerin üzerinde etki edebileceği moleküller substratlar olarak adlandırılır ve enzim substratları ürünler
olarak bilinen farklı moleküllere dönüştürür. Hücredeki hemen hemen tüm metabolik süreçlerin, yaşamı sürdürecek kadar hızlı
hızlarda gerçekleşmesi için enzim katalizine ihtiyacı vardır.
çalışmasını aktive eder, fosfor değişimine katılır.
Birçok bitkide magnezyum noksanlığı,
akut
Çok çabuk ilerleyen ya da ilerlemiş, iveğen (hastalık)
yaprakta besin noksanlığı ile birlikte damarlar arasında yaprak kenarının
klorozuna

yaprakların sararması; genellikle interveinal; bazı türlerde genç yapraklar en çok etkilenenlerdir, ancak diğerlerinde hem eski
hem de yeni yapraklar klorotiktir. Normal bir bitkinin (sağda) yanında şiddetli klorozu olan bir mısır bitkisi (solda)
yol açar.
Magnezyum açlığı genellikle
fizyolojik
Bitki fizyolojisi, bitkilerin işleyişiyle ilgilenen bir botanik alt disiplinidir . Yakından ilgili alanlar arasında bitki
morfolojisi , bitki ekolojisi , fitokimya , hücre biyolojisi , genetik , biyofizik ve moleküler biyoloji bulunmaktadır.
Temel süreçler bitki fizyolojisi dahil fotosentez, solunum, bitki beslenme, tropizmler, nastik hareketler, Fotoperiyodizm,
fotomorfojenez, sirkadiyen ritimler, Tohum çimlenme, dormansi ve stoma fonksiyonu ve terleme.
Suyun kökler tarafından emilmesi, yapraklarda besin üretimi ve sürgünlerin ışığa doğru büyümesi bitki
fizyolojisine örnektir
olarak
asidik mineral gübreler
pH sı nötrden düşük gübreler, 7.0 daha düşük
kullanıldığında gözlenir, çünkü eylemleri altında özellikle hafif kumlu topraklarda magnezyumun süzülmesi artar.
Magnezyum, Mg + 2 olarak emilen bir başka ikincil makro besin maddesidir.
Zeytinde Magnezyum noksanlığında, yaprak uçundan veya kenarlarından başlayan sararmalar, orta damar boyunca ve yaprak dibinde ise yeşil kısımlar görülür.
Mevsim ilerledikçe sararma, tüm yaprağı kaplar, yaşlı yaprak görüntüsü oluşur.
Genç filizlerde, önemli yaprak dökümü gözlenir ve filizlerde gelişme
duraklar.
Bu noksanlığa, topraktaki magnezyum yetersizliği, aşırı potasyum ve kalsiyum, aşırı yağış neden olabilir.
Çözüm için, toprak ve yaprak
analizleri yaptırılmalı,
analiz sonuçlarına göre topraktan veya yapraktan magnezyum içeren gübre uygulamaları yapılmalıdır.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KALSİYUM NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka ""Bitki Besleme Uzmanlarından"" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Kalsiyum Ca2 + olarak bitki kökleri tarafından emilen ikincil besinlerden biridir. Kalsiyum, Ca-pektat olarak hücre duvarlarının
orta tabakasının bir bileşenidir.
ATP ve fosfolipitlerin hidrolizine katılan bazı
enzimler,

Enzimler, proteinler olduğu gibi hareket biyolojik katalizörler (biyokatalistler). Katalizörler kimyasal reaksiyonları
hızlandırır. Enzimlerin üzerinde etki edebileceği moleküller substratlar olarak adlandırılır ve enzim substratları ürünler
olarak bilinen farklı moleküllere dönüştürür. Hücredeki hemen hemen tüm metabolik süreçlerin, yaşamı sürdürecek kadar hızlı
hızlarda gerçekleşmesi için enzim katalizine ihtiyacı vardır.
tarafından bir
kofaktör

kofaktör, bir enzimin bir katalizör olarak aktivitesi için gerekli olan, bir kimyasal reaksiyonun hızını artıran, protein
olmayan bir kimyasal bileşik veya metalik iyondur. Kofaktörler, biyokimyasal dönüşümlere yardımcı olan "yardımcı moleküller"
olarak düşünülebilir. Kofaktörler tipik olarak, işlevlerini enzimlere bağlı kalarak yerine getirmeleri açısından
ligandlardan farklılık gösterir.
olarak gereklidir.
Kök gelişimi ve işleyişi için önemli bir unsurdur; hücre duvarlarının bir bileşeni; ve
kromozom

Kromozom, bir organizmanın genetik materyalinin bir kısmını veya tamamını içeren uzun bir DNA molekülüdür. Ökaryotik
kromozomların çoğu, şaperon proteinlerinin yardımıyla DNA molekülüne bağlanan ve bütünlüğünü korumak için yoğunlaştıran
histon adı verilen paketleme proteinlerini içerir. Bu kromozomlar, transkripsiyonel düzenlemede önemli bir rol oynayan
karmaşık bir üç boyutlu yapı sergiler
esnekliği ve hücre bölünmesi için gereklidir.
Kalsiyum noksanlığı, yaprak klorozunun gerçekten azot
metabolizmasındaki

canlıda yaşamın sürdürülmesi sırasında gerçekleşen tüm kimyasal tepkimelerdir. Her organizma; büyüme, gelişme, ısı, hareket,
üreme gibi yaşamsal etkinlikleri sürdürebilmek için dış çevreden bazı maddeler ve enerji almak zorundadır. Bu maddeler ve
enerji, yaşamsal etkinliklerin sürdürülebilmesi için gereken organik moleküllerin sentezlenmesinde kullanılacaktır.
Dış çevreden alınan organik ya da inorganik moleküller, ya önce parçalanarak, yıkıma uğratılarak ya da yıkıma gerek
kalmadan gerekli moleküllerin sentezlenmesinde kullanılır.
değişiklikleri içeren daha geniş bir etkileşimi yansıttığı özel bir durum gibi görünmektedir.
Piruvat kinazın azaltılmış aktivitesi, kalsiyum noksanlığının bir göstergesi olarak kabul edilir.
Zeytin yetiştiriciliğinde kalsiyum noksanlık Belirtileri:
kalsiyum noksanlığı esas olarak, özellikle kış aylarında, yaprak kenarları boyunca ve ana damarlar arasında
klorofilin

birçok yeşille ilgili herhangi biri pigmentler bulunan mesosomes arasında siyanobakteriler ve kloroplast içinde yosun ve
bitkiler. Klorofil fotosentezde çok önemlidir ve bitkilerin ışıktan enerji almasını sağlar. Klorofiller, elektromanyetik
spektrumun mavi kısmında ve kırmızı kısımda ışığı en güçlü şekilde emer
solması ile karakterizedir.
filizlerde kolay kırılmalar ve kurumalar, yapraklarda dökülmeler, koparılan yapraklarda sertleşmeden kuruma ve genç yapraklarda üşümeye karşı
duyarlılık görülür.
Bu noksanlığa, topraktaki kalsiyum yetersizliği, magnezyum fazlalığı neden olabilir.
Kalsiyum bitkinin hücre duvarlarının bir parçasıdır.
Kalsiyum noksanlığı ile aktif olarak büyüyen büyüme konileri dokuları öncelikle etkilenir.
İlk olarak, hastalık sürgünlerin üstünde kendini gösterir.
Genç yapraklar genellikle deforme olur, üzerlerinde lekeler oluşur, sonra yapraklar kahverengiye döner.
Köklerin normal büyümesi bozulur, uçları ölür ve gelişmiş dallanma başlar.
Kalsiyum noksanlığı genellikle asidik topraklarda görülür, toprağı kirleterek doldurulabilir.
Zeytin ağacı ışığı çok sevdiğinden özellikle geçit bölgelerde güney yönleri tercih edilmelidir.
Sisli dağ etekleri ve vadiler zeytin için uygun değildir. 800 m’ den yüksek
Başlıca üretim ülkeleri (FAOSTAT başına
2016 yılı)
Ülke / bölge |
Üretim ton |
Ekili alan hektar |
Verim (ton / ha) |
Dünya |
19.267.000 |
10.650.000 |
1,809 |
İspanya |
6.560.000 |
2.573.000 |
2,549 |
Yunanistan |
2.343.000 |
887.000 |
2,641 |
İtalya |
2.092.000 |
1.165.000 |
1,795 |
Türkiye |
1.730.000 |
846.000 |
2,046 |
Fas |
1.416.000 |
1.008.000 |
1,404 |
Suriye |
899000 |
765000 |
1,174 |
Tunus |
700.000 |
1646000 |
0,425 |
Cezayir |
697.000 |
424.000 |
1,643 |
Mısır |
694.000 |
67.000 |
6,729 |
Portekiz |
617.000 |
355.000 |
1,739 |
yerlerde zeytin yetiştirilmemektedir.
Zeytin ağacı dünyanın en eski meyve ağacı olarak bilinmektedir..
Anavatanı Anadolu’dur. Türkiye de yaklaşık 90 milyon zeytin ağacı bulunmaktadır.
Zeytin varlığımızın %75 i çorak ve engebeli kır arazilerdedir.
Ticari anlamda yetiştiricilik Ege, Marmara ve Akdeniz bölgesinde yapılmaktadır.
Ağaç başına verim 9 kg civarındadır.
Ürettiğimiz zeytinlerin %90 ı siyah zeytin olmakla birlikte, yeşil zeytin üretimi son yıllarda artmaktadır.
Zeytin üretimimizin %75 i yağlık, %25 i sofralıktır.
Zeytin, çok seçici olmamakla birlikte kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin,
PH’sı 6-8 seviyesinde olan topraklardan hoşlanmaktadır.
Taban suyu 1m.’den yakın olmamalıdır.
Bu seviyeye yakın topraklarla mutlaka
drenaj uygulanmalıdır.
Zeytin ağacı tınlı, killi-tınlı, hafif kireçli, çakıllı ve besin maddelerince zengin toprak koşullarında yetişebilmektedir.
Ağır killi topraklarda yetiştiricilikten kaçınılmalıdır.
Genel olarak toprak pH sının 6-8 civarında olması istenmektedir.
Toprak derinliği zeytin ağacının kök yapısının gelişmesine olanak sağlayacak şekilde en az 1,2 mm olmalıdır.
Taban suyu seviyesinin 1 m Yağış ve Sulama Zeytin ağacı vejetasyon döneminde yaklaşık 750-800 mm lik yağışa ihtiyaç duymaktadır.
Bu yağışın %24’ü vejetasyon başlangıcı ve gelişme dönemi olan Mart-Nisan aylarında, %6’sı çiçeklenme dönemi olan Mayıs ayında, %50’si meyve
büyüme dönemi olan Haziran-Temmuz periyodunda, %20’si ise meyvenin olgunlaşma dönemi olan Ağustos-Eylül aylarında ağaç tarafından
kullanılmaktadır.
Zeytin ağaçlarında yüksek kaliteli üretim ve iyi dengelenmiş büyüme için gerekli suyu bu dönemlerde yeterli miktarda
toprakta bulmalıdır.
Yağışlarla karşılanamayan suyun sulama suyu şeklinde ağaçlara verilmesi gerekmektedir.
Son yıllarda küresel ısınma nedeniyle azalan su kaynaklarından dolayı sulamada damla sulama sistemlerinin kullanılması gerekmektedir.
Bu
sistemler ile sulama suyunun bitkinin ihtiyacı olan dönemlerde verilmesi mümkün olmaktadır.
Yağışa bağlı olan bahçelerde ise yağmur
suyundan ağaçların faydalanması için gereken önlemler alınmalıdır.
Toprak yüzeyinden suyun akıp gitmesini önleyecek uygun düzenlemeler
yapılmalıdır.
Yağış periyodunun sonuna kadar toprakta doğal vejetasyonun korunması,
ağaçlarda toprağa yağmurun işlemesi için uygun budama sisteminin sağlanması gereklidir.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE TOPRAK İŞLEME
Toprak işleme zamanında ve uygun şekilde yapılırsa toprağın havalanması, yağış sularının muhafazası ve biyolojik faaliyetlerin
artması sağlanmış olur.
Zeytinliklerde yılda 2-3 kez toprak işlemesi yeterli olmaktadır.
İlk toprak işlemesi hasattan sonra toprak tavında iken pullukla 15 cm derinliğinde;
ikincisi ilkbaharda 10-12 cm yi geçmeyecek şekilde pulluk veya tırmıkla, üçüncü işleme ise dökülen zeytinlerin kaybını
önlemek amacı ile toprağın
düzeltilmesi ve otların temizliği için yapılmaktadır.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SULAMA
Zeytine yıllık su ihtiyacı 650-700 mm dir.
Daha az yağış alan yerlerde sulamaya ihtiyaç vardır.
Ağacın en çok suya ihtiyaç duyduğu yaz ayları ve
Eylül ayında yapılacak 4-5 sulamanın ürün miktarını arttırdığı bilinmektedir.
Zeytin, Ülkemiz ekonomisinde en önemli ilk on tarımsal ürün içerisinde yer almaktadır.
Zeytinyağına ve salamuraya işlenebilmesi nedeniyle tarıma
dayalı sanayi sektörünün ve ihracat sektörünün de önemli ürünlerindendir.
Ülkemizde son yıllarda sertifikalı zeytin fidanı dikimini teşvik etmek
amacıyla devlet tarafından destekleme yapılması ile zeytin ağacı varlığımızda ciddi bir artış sağlanmıştır.
Ülkemizde zeytinyağı tüketiminin
artırılması gerekmektedir. Son yıllarda zeytin ve zeytinyağının insan sağlığı ve beslenmesine olan yararlı etkileri daha iyi anlaşılmaktadır.
Birçok araştırmada kalp sağlığı açısından en yararlı besinlerin başında zeytinyağı gelmektedir.
Zeytinyağının içerisinde bulunan E vitamini vücudu
kansere karşı koruyucu etkide bulunmaktadır.
Ayrıca A, D, E, K vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, potasyum, kükürt, magnezyum, az miktarda demir,
bakır, manganez gibi mineraller kemik gelişimini sağlamaktadır.
Ayrıca insan beslenmesinde vazgeçilmez bir besindir. Zeytinliklerimizden daha fazla
ve kaliteli ürün elde etmek ve zeytin ağaçlarında görülen var ve yok yılları (Periyodisite) arasındaki ürün kaybını azaltabilmek için zeytinlik
tesis aşamasından itibaren kültürel önlemlerin tekniğine uygun olarak yapılması gerekmektedir.
Bir bölgede zeytin yetiştiriciliği yapılacak ise
öncelikle iklim ve toprak koşullarının uygun olması gerekmektedir.
İklim:
Zeytin ağacının dayanabildiği minimum sıcaklık -7 C dir.
Bu sıcaklığın altına indiğinde genç zeytin ağaçları ve yaşlı zeytin ağaçlarının dalları
soğuktan zarar görmektedir. Ağaçları soğuk zararından korumak için sonbaharda kısıtlı sulama yapılmalı, ağaçlara aşırı azotlu gübre verilmemelidir.
Hasattan önce sıcaklıkların 0 C’nin altına düştüğü yerlerde ya da Mart-Nisan aylarında don tehlikesi olan yerlerde zeytinlik tesis etmekten
kaçınılmalıdır. Zeytin ağacı ürününü oluşturmak için kışın +7 C’nin altında soğuklamaya ihtiyaç duymaktadır.
Ağaçların çiçeklenme ve tozlanma döneminde
sıcak ve kurutucu rüzgârlar ve aşırı yağmur meyve tutumunu olumsuz etkilemektedir. Zeytin ağacının sulama koşulu ile dayanabildiği maksimum sıcaklık
ise 40 C dir.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BUDAMA
Budama zamanını çok iyi belirlemek gerekmektedir. Yağış az olan bölgelerde mümkün olduğunca geç budama yapmada fayda vardır. Dal kanseri bulunan
bölgelerde yazın budama yapılmalıdır.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ŞEKİL BUDAMASI:
Zeytinlerde genellikle en uygun şekil ‘serbest goble’ sistemidir. Fidan dikiminden itibaren ilk iki yıl zeytinde budama işlemi yapılamaz. Ancak
dikimden sonra boyu 1 m.’yi aşan fidanların tepesi 90 cm’ den vurulur. İki yılsonunda 40-90cm. yükseklikten, tek gövde üzerinde değişik noktalardan
çıkan 3 ana dal bırakılır. Öteki dalların ya uçları alınır ya da gelişmelerini yavaşlatmak için aşağıya doğru eğilerek bağlanır. Ayrıca dip sürgünleri
ve obur dallar çıkartılır. Fidana şekil verilmek için acele edilmemeli, şekil 3-4 budamada elde edilmelidir.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÜRÜN BUDAMASI:
Verime yatmış ağaçlarda ağacın şeklini korumak, periyodisiteyi azaltmak, gereksiz ve zararlanmış dalları uzaklaştırmak amacı ile hafif bir ürün budaması
yapılmalıdır. Kural olarak ürün yılının başlarında (Mart – Nisan) yapılmaktadır.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GENÇLEŞTİRME BUDAMASI:
Yaşlılık nedeni ile mantarlaşmış ve gövdeden çok uzaklaşmış ana dallarla birlikte hastalık, zararlı ve şiddetli donlardan etkilenmiş dalların kesilerek
yenilerin oluşturulması amacı ile uygulanmaktadır. Budamadan sonra gövde ve ana dalların güneşten
zarar görmemesi için kireçleme yapılmalı ve kesim yerlerine %5 lik bordo bulmacı sürülmelidir.
ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE HASAT
Hasat zeytin üretiminin en ağır işlemi olup, zeytin kalitesine etki eden çok önemli faktörlerden birisidir. Verim zamanını çok iyi tespit etmek gerekir.
Siyah salamuralığa işlenecek zeytinlerde hasat, renk, kabuktan ete kadar olan kısmın siyah olduğu dönemde yapılır. Yağlık zeytinlerin hasadı ise ağaçta
yeşil meyve kalmadığında yapılır. Zeytin toplama zamanı bölge ve iklim durumuna göre farklılık göstermektedir. Hasada ağaç diplerine dökülen zeytinlerin
toplanması ile başlanır ve yüksek asitli yağ verdiklerinden ayrı toplanıp, işletmeye gönderilir. İkinci olarak yeşil sofralık zeytin toplanır. Zeytinler
genel olarak: Yerden toplama (yağlık zeytinlerde uygulanabilir, tavsiye edilmez) Sırıkla çırpma (çok yaygın kullanılan ancak istenmeyen bir yöntemdir)
El ile sıyırma (uygun değil)) El ile toplama (özellikle sofralık zeytinlerde uygulanması gereken pahalı ve özel işçilik gerektiren bir yöntemdir) Mekanik
hasat ( hasat süresini kısaltıp, işçilik masraflarını azaltmak için çok gerekli bir yöntem, büyümeyi düzenleyici maddelerle birlikte uygulanabilir.)
PAZARA SUNULMASI:
Zeytin yetiştiriciliğinden elde edilen başlıca iki ürün zeytinyağı ve sofralık zeytinlerdir. Zeytin ve zeytinyağı üretiminin yan ürünlerinden olan
prina, odun, yaprak, zeytin çekirdeği vb. önemi göz ardı edilmemelidir. Ülkemiz zeytin üretimine %85 – 88 yağ sanayisinde kullanılırken zeytin, gerek
sofralık siyah ve yeşil salamura dane olarak gerekse zeytinyağı olarak iç tüketimde ve dış satımda pazarlama imkanı yüksek çok değerli bir ürünümüzdür.
Bu nedenle yetiştiricilik ve teknolojik sorunlara çözüm getirerek zeytinciliği geliştirme çabasında olmalıyız.
ZEYTİNLİK TESİSİ
Uygun arazi belirlendikten sonra toprak derince işlenmeli (90-100 cm) ve drenajı sağlanmalıdır. Gerektiğinde yüzey tesviyesi de yapılmalıdır. Tesis
kurulacak arazi meyilli ise toprak erozyonunu önleme ve yağışlardan yeterince yararlanabilmesi amacıyla teraslama yapılmaktadır. Meyil derecesine göre:
Sırt teras (%0-5); kanal teras (%5-15); seki (sofra-cep) , (%15<) teras yapılabilir. Zeytinlik tesisi için toprak hazırlığı tamamlanınca amaca uygun
çeşitler; siyah ve yeşil sofralık toprak ve iklim şartlarına bağlı olarak seçilmelidir. Çeşit seçimi yapılırken uygun dölleyiciler de birlikte
düşünülmelidir. Çünkü kendine verimli çeşitler yanında tabancı tozlanmaya gereksinim duyan çeşitlerde bulunmaktadır. Zeytinlik tesisinde, güvenilir
kaynaklardan sağlanan, ismine doğru, sağlıklı, düzgün şekilde bir veya iki yaşlı fidanlar kullanılmadır. Dikim aralıkları çeşit, iklim, toprak gibi
faktörler dikkate alınarak 5x5 m ile 10x10 m arasında değişebilmekte ve fidanlar Aralık ayı başından Mart sonuna kadar dikilebilmektedir. Zeytinlik
tesisinde şartlara uygun olabilecek kare, dikdörtgen, üçgen veya kontr (eğimli arazilerde) dikim şekillerinden biri tercih edilebilir. Dikim çukurları
80x80 cm boyutlarında açılmalı, üstten çıkan toprak ile alttan çıkan toprak ayrı ayrı konulmalıdır. Üst toprak ile 20-25 kg kadar iyi yanmış çiftlik
gübresi, saf madde olarakta 300gr fosfor ve 750 gr potas karıştırılmalıdır. Daha önceden sulanarak kökleri dağılmadan tüplerinden çıkartılan fidanlar
dikim tahtası yardımı ile hazırlanan çukurlara yerleştirilir. Alttan çıkan toprakla çukur doldurulup, çevresi bastırılır. Aşılı fidanlarda aşı noktası
5-10 cm toprak yüzeyinin üzerinde olmalıdır. Dikimi tamamlanan fidanların etrafına yalak açılarak can suyu verilmelidir.
Gerekirse hakim rüzgar yönünde olacak şekilde fidanın yanına herek dikilebilir.
BAZI ZEYTİN ÇEŞİTLERİ:
BÜYÜK TOPAK ULAK:
Topak aşı olarak da adlandırılır. Adana’nın Tarsus, Seyhan, Hatay’ın İskenderun, İçel’in Anamur, Erdemli, Isparta’nın Sütçüler ilçelerinde
yetiştirilmektedir. Meyveleri iri, çekirdekleri meyve büyüklüğüne göre küçük olup % 20.2 oranında yağ içerir. Meyve eti yumuşak olduğundan hasat ve
taşıma sırasında dikkat edilmelidir. Etli ve lezzetli olan bu çeşit genellikle yeşil sofralık olarak “ Çizme Zeytin” tipinde işlenerek değerlendirilir.
SARI ULAK:
Meyveleri orta irilikte, çekirdekleri çok iri olup % 18.8 yağ içerir. Sıcaklığın kritik seviyeye düşmesi durumunda sürgün, ince dal ve dalcıklarda
çatlamalar ve meyvelerde soğuktan dolayı hurmalaşma görülür. Kendi ekolojisinde aile ihtiyacını karşılamak için yeşil ve siyah sofralık olarak
değerlendirilir.
SAURANİ:
Meyve ve çekirdekleri küçük olup % 29.2 oranında yağ içerir. Sıcaklığın kritik seviyeye düşmesi durumunda sürgün uçları kurur, ince dal ve dalcıklarda
kabuk çatlamaları şeklinde zararlanmalara rastlanır. Yağ içeriği yüksek olduğundan genellikle yağlık olarak değerlendirilir. Ayrıca aile ihtiyaçlarını
karşılamak için yeşil ve siyah sofralık olarak ta kullanılır.
AYVALIK:
Farklı yörelerde Edremit yağlık, Midilli, Şakran adların da kullanılır. Meyveleri ve çekirdekleri orta büyüklükte olup, % 24.7 oranında yağ içerir ve
yağlık olarak değerlendirilir. Yağı altın sarısı renginde, meyve kokusu içeren, aromatik, kimyasal ve duyusal özellikleri bakımından birinci sırada yer
alır. Son yıllarda meyve eti renginin pembeye döndüğü dönemde “Pembe Çizme Zeytin” tipinde değerlendirilir, Siyah olum döneminde hasat edilerek siyah
sofralık olarak “Sele” tipinde değerlendirilir.
GEMLİK:
Bu çeşit için Trilye, Kıvırcık, Kaplık, Kara gibi isimlerde kullanılır. Ülkemizde kamu kurumları ve özel sektör tarafından üretilen zeytin fidanlarının
% 80’ne yakını Gemlik zeytin çeşidi fidanlarıdır. Bundan dolayı zeytinciliğin yapıldığı bütün bölgelerde bu çeşide rastlanır. Meyve ve çekirdekleri
orta irilikte olup % 29.9 oranında yağ içerir. Siyah sofralık olarak değerlendirilir. Meyveleri yağ bakımından zengin olduğundan sofralık kalite
dışındaki taneler yağlık olarak değerlendirilir.